Ulus Oluşumu projesinin ilk paylaşımı, Türkolog İsmail Eren’in (1923-1993) Yugoslavya’da Türkçe basının tarihi üzerine yazdığı uzun ve kapsamlı bir makaledir. İlk olarak “Turska Štampa u Jugoslaviji (1866-1966)‘’ adıyla, Saraybosna merkezli Prilozi za Orijentalnu Filologiju dergisinin 1964 tarihli 14-15. sayılarında yayımlanmıştır. Daha sonra Üsküp merkezli Sesler dergisinde (“Yugoslavya Topraklarında Türkçe Basın 1866-1966”, II: 9, 1966) Türkçe olarak, güncellenmiş versiyonu ise seksenlerin sonunda yine aynı dergide yayımlanmıştır (“Yugoslavya’da Türkçe Basın 1866-1986”, Sesler No. 237). Bu ikinci versiyon 1992’de “La Presse Turque en Yougoslavie” başlığıyla Fransızcaya çevrilmiştir. (N Clayer, A. Popovic, Th. Zarcone, ISIS/IFEA, İstanbul/Paris).
Aslen Makedonyalı olan İsmail Eren, İstanbul’da yaşamış ve çalışmalarını burada sürdürmüş bir araştırmacıydı. Sunduğumuz metin Bosna’da Sırp-Hırvatça olarak yayımlanmıştı. Bu yörünge, milliyetçiliğin oluşumunu tam manasıyla uluslararası niteliğe sahip somut siyasi kurumlar üzerinden incelemeyi hedefleyen projemize halihazırda bir temel oluşturmaktadır. Sosyalist Yugoslavya döneminde Eren, geç Osmanlı dönemi modernleşmesi ve şehir yaşamı üzerine pek çok bilimsel makale ve folkloristik alanında saygın araştırmalar yayımlamıştır.
Eren’in Yugoslavya basını hakkındaki makalesi, Makedonya, Kosova, Sırbistan, Bosna ve Hırvatistan’da Türkçe basılan dergi, gazete ve süreli yayınlara genel bir tasvirini yapmak için akademik araçlara başvurur ve titiz bir arşiv çalışmasına dayanır. Yugoslavya’daki Türkçe materyallerin zenginliğini ve çeşitliliğini göstermenin yanı sıra —gerçi Eren, Bulgaristan ve Yunanistan’daki kadar bereketli ve ilgi çekici olmamasından şikayetçidir—makale, bu üretimin bağlamını etraflıca anlatmaktadır. Yugoslavya’da Türkçe olarak yayınlanan bu süreli yayınların, ortaya koydukları sosyal ve politik çıkarımlar üzerinden kavranması gerektiğininin de bilincine varmamızı sağlıyor. 1908 Jön Türk Devrimi’nin sonucu olarak İkinci Meşrutiyet ilan edilmesiyle beraber basinda yeni gelismeler kayedilmistir. Bu dönemde gazete ve dergi yayıncılığındaki yoğunlaşma yazarın ilgilendiği konular arasındadır; bu yoğunlaşma, özellikle sansür yasasının gevşetilmesi ve merkezî denetimin serbestleştirilmesi ile görünür hale gelen, basının modernleştirme etkisine işaret etmektedir. Neredeyse İkinci Dünya Savaşı’na kadar süren imparatorluk sonrası istisnai ve çelişkili modernleşme sürecinde Yugoslavya’da, Arap alfabesiyle ancak Sırpça-Boşnakça olarak Tarık, Muallim ve Misbah gibi düzinelerce süreli yayın yayımlandı. Bu yeni karışım, Eren’in de belirttiği gibi basılı yayınların popüler hâle gelmesine beklenmedik bir katkıda bulundu ve bunun sonucunda bazı dergi sayıları yeniden basıldı. Bu alışılmadık kombinasyonun bir diğer sonucu ise Sırpça edebiyatta, Arap harfleriyle yazılan, arebika veya matufovica olarak da adlandırılan yeni bir tarzın ortaya çıkmasıydı. (‘’Matuf’’Arapça’da eski anlamına gelmekte olup konuşma dilinde baş aşağı, aptal, garip, tuhaf vb. anlamlarında da kullanılmaktadır.) Son yıllarda Bosna’da bu biçimin bir varyantını yeniden canlandırma girişimlerinde bulunulmaktadır. Örneğin, 2005 yılında New Muslim Kids’in desteğiyle “Hadži Šefko i Hadži Mefko” adlı bir çizgi roman projesi hayata geçirildi.
Eren’in de belirttiği gibi, bu çalkantılı tarih dahilinde hayli uç örnekler de vardı.
Örneğin, İttihat ve Terakki tarafından Üsküp ve Bitola’da Silah, Hançer, Bıçak, Bomba, Üsküp’te Top, Kurşun, Süngü, Kasatura gibi çok tuhaf militarist başlıklara sahip muhalif dergiler de yayımlanmıştır. Bu politik güdümlü yayınların belki de az bilineni, İkinci Dünya Savaşı sırasında Zagreb’te basılan ‘’Doğu ve Batı: Kültür, İktisat, Toplum ve Siyaset Mecmuası’’dır. Doğu ve Batı, bir yayın projesi olarak tam bir tarihsel anomali örneğidir. Hırvatistan’da Türkçe olarak yayımlanan ilk dergi ve Yugoslavya’da Latin harfleri ile yayımlanan ilk Türkçe dergi olarak bilinmektedir. Derginin 1943-1944 yılları arasında sekiz sayısı yayımlandı. Bağımsız Hırvatistan Devleti’nin (NDH) Ustaşa rejiminin, Faşist Hırvatistan’ın bağımsızlığını tanıması yolunda Türkiye yönetici burjuvazisini cezbetmek için bu dergiyi kültürel diplomasi platformu olarak kullanmaya çalıştığı başarısız olmuş ve yarım kalmış projeydi.
Eren’in makalesi Yugoslav ve Balkan bölgelerindeki (vilayet), siyasi bir boyutu da olan güçlü yayıncılık faaliyetleri ağını sunmakta oldukça başarılıdır. Bu süreli yayınların en kalıcı olanlarından Kosova (ilk sayı:1877) 35 yıl, Manastır ise (ilk sayı:1885) 28 yıl boyunca yayımlanmıştır. Eren’in ikna edici bir şekilde ortaya koyduğu gibi bu yayınların içeriği ve biçimi gerçekten de çok dilliydi ve ulusötesi nitelikler taşıyordu. Sırpça ve Türkçe olarak (Bosna, Prizren, Neretva), Arnavutça ve Türkçe’de ise (Üsküp’te Üsküp / Shkupi Bitola’da ise İttihad-i Milli / Bashkimi Kombit) yayımlanmıştır. Balkanlar’da her metni Türkçe, Bulgarca ve Yunanca olarak üç dilde yayımlanan Edirne adlı gazete ve 1869-1871 yılları arasında Türkçe, Yunanca, Bulgarcaya ek olarak İbranice de dahil olmak üzere basılan Selanik gibi daha çeşitli örnekler vardı.
1920’li yıllarda Türkçe basın daha belirgin biçimde çeşitli siyasi partilerin siyasi platformu haline gelmeye başladı: Muhafazakâr ve sağ Radikal Parti’nin (1927-1929) Sada-yı Millet’i, liberal Demokrat Parti/Zajednica’nın (1927-1928) Işık’ı ve ömrü kısa süren ama kuşkusuz içlerinde en ilerici olan Sosyalist Fecri (yalnızca 13 sayısı çıkmıştır). Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı’nın başındaki 1. Alexander tarafından 1929 yılında kurulan diktatörlüğün ardından Yugoslavya’da tüm Türkçe basının da tamamı dahil olmak üzere tüm partiler ve bütün basın yasaklandı. Bu son derece muhafazakâr ve baskıcı ortamda Türkçe basılan bir sonraki gazete, Makedonya İslam Cemaati tarafından yayımlanan Doğru Yol / Pravi Put (Türkçe ve Sırpça) oldu. Doğru Yol’u 1940’da savaşın hemen öncesinde yayımlanan, benzer bir dinî oportünist ahlaka sahip Muslimanska Sloga adlı gazete takip etti.
Metin, başta kitaplar olmak üzere yayıncılık faaliyetlerinin daha da çeşitlenmesine ön ayak olan sosyalizm dönemine kadarını ele alıyor. Eren, 1944’te İkinci Dünya Savaşı sırasında Üsküp’te Ulusal Cephe’nin çıkardığı Birlik adlı Türkçe gazeteden ise kısaca bahseder. Yugoslavya’nın kurtuluşunun ardından Birlik’i, Emekçilerin Sosyalist İttifakı’nin cikardigi, Piyoner Gazetesi, Yeni Kadın, Tomurcuk, Sevinç ve Sesler yayınları takip edecektir. Sosyalist Yugoslavya’da bu tohumlarla başlayan Türkçe basının yeni hayatı, blogdaki diğer gönderilerin konusu olacak.